Boynuzlu böcek, yarım kanatlılar (Hemiptera) takımına ait bir böcek türüdür ve bilimsel adı Centrotus cornutus olarak bilinir. Boynuzlu böceklerin yetişkinleri yaklaşık olarak 8-9 milimetre boyundadır ve renk olarak koyu kahverengi ya da siyahımsı olmaktadır. Bu böceklerin sırt kısmında boynuz şeklinde geriye uzanan çıkıntılar bulunur.

Boynuzlu böcekler, böğürtlen, orman gülü, kavak ve çınar gibi ağaçların yaprakları ile beslenen bir türdür. Özellikle ergin erkeklerde, çene kısımları boynuz biçimini almıştır. Yumurtaları ise beyaz renkli olup, yuvarlak silindir şeklinde ve sarı renklidir. Larvaları yaklaşık olarak dokuz milimetre boyundadır. Boynuzlu böcekler yaklaşık olarak bir yıl kadar yaşamaktadır. Bu böceklerin dişileri normal ortamda yaklaşık olarak 100-200 arasında yumurta bırakır ve gelişme süresi 8 haftadır.

Boynuzlu böceklerin zararlarına baktığımızda, bu böceklerin yoğun bir şekilde beslenme özellikleri nedeniyle bulaştıkları herhangi bir üründe büyük kayıplar oluşturdukları görülmektedir. Boynuzlu böcekler genellikle un ve undan üretilen makarna, bisküvi, hububat kırması gibi ürünlere zarar verirler. Ayrıca, nişasta ve çeşitli yağlı tohumlara da aşırı derecede zarar verirler. Boynuzlu böcekler, ürün üzerinde bıraktıkları pislikler ve salgıladıkları maddeler nedeniyle ürünlerin kalitesini düşürerek zarar verirler.

Bu böceklerin bazı ürünler üzerinde çok fazla olmaları, ürünlerde küflenme, kokuşma ve kızarıklık gibi sorunlara yol açar. Boynuzlu böcekler, özellikle ürünlerin sağlam tanelerine çok zarar vererek, dünya genelinde birinci derece zararlı böcekler arasında yer alır.

Boynuzlu böceklerin zararlarını önlemek için ürünlerin depolandığı ambarlara veya saklandığı yerlere giremeyecekleri şekilde tel örgüyle çevrilmelidir. Özellikle bu ambarlarda veya depolarda, cam kapı ve pencere kısımlarında delik, çatlak, kırık varsa sıva ile kapatılmalıdır. Ayrıca, boynuzlu böceklerin depolarda bekletilen ürünlere zarar vermemesi için, depoda bekleyen ürünlerin neminin %13'ten fazla olmamasına dikkat edilmelidir.

Boynuzlu böceklerin depolarda istiflenen ürünlerin bulunduğu yerlerde, duvar ile mesafe bırakılmalıdır. Bu mesafeler yarım metre ile bir metre arasında olmalıdır.

Boynuzlu böceklerin kontrolü ve yönetimi, yalnızca fiziksel önlemlerle sınırlı değildir. Kimyasal kontrol yöntemleri de zaman zaman kullanılabilir. Ancak, böcek ilaçlarının çevresel etkileri göz önünde bulundurulmalı ve mümkün olduğunca biyolojik kontrol yöntemleri tercih edilmelidir. Örneğin, doğal düşmanlarının kullanılması bu böceklerin popülasyonunu kontrol altında tutmada etkili olabilir.

Özetle, boynuzlu böceklerin zararlarını minimize etmek için entegre zararlı yönetimi (IPM) stratejileri benimsenmelidir. Bu stratejiler, fiziksel, kimyasal ve biyolojik kontrol yöntemlerinin bir arada kullanılması ile en etkili sonuçları verebilir.